Çarşamba, Temmuz 28, 2021

KINGDOM: ASHIN OF THE NORTH | DAHA FAZLA İNTİKAM!

Merhabalar!
Sizlere yeni Netflix'e düşmüş bir filmden bahsetmek istiyorum.

Kendimce şöyle bir konusunu anlatayım.
Kesinlikle neden dışlandığını bilmediğim bir kabile, bir hiç uğruna başka bir kabile tarafından katlediliyor. Kabile de ise tek sağlam kalan Jun Ji Hyun namı diğer Ashin kendini eğiterek intikam almaya başlıyor. Bu intikam ise insanları zombiye dönüştürerek alınıyor. 'saengcho' adı verilen bitki ölüleri hayata geri döndürüyor ve bunun ise bir bedeli olduğu söyleniyor, bu da zombilik :) yürüyen ölüler! Tarihi bir zombi filmi işte buna bayılırım.

Geçelim kendi yorumumuza; 
Ben film de intikam hissini çok alamadım. Ashin kendi kendini çok güzel bir şekilde eğitti fakat ben çok daha aksiyonlu bir intikam isterdim. Daha sonra öğrendimki film aslında Kingdom adlı dizi de olayların nasıl başladığını öğreten bir yapımmış bu yüzden filmi eleştirmeyeceğim çünkü diziyi izlemedim. Kingdom dizisini izleyip bu eleştiri bölümüne geri döneceğim. 

Film de, bu bitkinin insanları zombiye dönüştürdüğünü Ashin nasıl öğrendin yaşasın açık buldum derken Kore bunu bu şekilde bırakır mı asla! Final sahnesi ile bitkiyi nasıl öğrendiği ile herkesi şok ediyor. Ahahah ben bayıldım. Kingdom dizisini izleyip geri döneceğim. Koşun ve Ashin izleyin hemen! 

Sizler Kingdom'u izlediniz mi? Tavsiye eder misiniz? 

Sağlıcakla Kalın 😍

SESSİZ BİR YER 2 | YANİ BOŞUNA MIYDI BU MÜCADELE!

Merhabalar! 

Sessiz Bir Yer Part 2 ile karşınızdayım. Başlığı sadece izleyenler anladı final sahnesi ile ahahaha :) 

Part 1'iner aşık oldum, part 2'ye ise bayıldım! Beklentimi karşılar mı yoksa rezil bir yapım mı çıkar ortaya birinciyi bile aklımda kötü olarak bırakır mı diye düşünürken izlemeyi baya bir erteledim. Ortalıkta film kalmayınca dedim olacak olan olsun ve ben beğendim beklentimi yeterince karşıladı. 
Part 1'de giden baba ile bi film devam eder mi diye düşünürken babanın yerini doldurmasa dahi bizleri Emmentt karakteri karşıladı. Fakat bu sefer şu olaya gıcık oldum, kim bu Emmentt? Film de Evelyn'in arkadaşı olduğunu öğreniyoruz ama bu Emmentt'ın olayı ve yaşadıkları öyle bir boşlukta kaldı ki beni deli etti, sizlerde de bu his uyanmadı mı? 

Part 1'de gıcık olduğum Regan Abbott, beni 2'de deli etti. Bak yine sinirlenmeye başlıyorum. Bu film serisin de neden kimse birbirini dinlemiyor! Regan beni ne kadar deli etse de, sövsem de final de çok güzel telafi etti GO GIRL! işte bu diyerek beni yeterince tatmin etti. 

Evelyn Abbott karakteri için hiçbir şey demeyeceğim böyle bir şahesere laf söylemek bana düşmez. 
Bu bebeği, ses geçirmez bir beşiğe koyup, oksijen bağlamak ile Evelyn'ın zekası ortaya kondu ama cidden film böyle bir yükü neden üstüne aldı, bildiğiniz oyunculara yük bir bebek olmasa da olurdu ya? 

Final sahnesi çok güzeldi fakat boşuna mıydı bunca dert, bakarsınız part 3de insanlar su altında yaşam kurmaya başlarlar hahahah part3'ü ben yazıyorum çabuk teklif gönderin 😂 

Bird Box final tadında final sahnesiydi bayıldım! 😂

Siz part2'yi nasıl buldunuz lütfen düşüncelerinizi yorumlar da belirtin 😍

SAĞLICAKLA KALIN! 😍

AWAKE | UYUYAMAYANLAR BUNU HİÇ SEVMEDİ

Merhabalar

Yeni bir film ile karşınızdayım Awake!

Kendimce şöyle bir konuyu anlatayım.
Klasik bir kıyamet sonrası filmi ahhaha çünkü artık başka konu kalmadı. 😒 Canavar istilası, gözünü açma, sessiz ol şimdi de uyumaya çalış. İnsanlar ne yapacağını şaşırdı 😂

Film de,  garip bir şekilde bütün elektronik aletler bozuluyor ve dünyayı büyük bir sessizlik kaplıyor. Bu da yetmiyor insanlar bakıyorlar uyuyamıyorlar. İnsanlar uyuyamadıklarını fark edince, bununla beraber uyuyan insanlar seçilmiş kişi olarak kabul edilip, bakın yine o klişe seçilmiş kişi. Tamam neyse, büyük bir enstitü kurulup nasıl uyuyorlar diyerek üzerinde deney yapmaya başlıyorlar ama bakın bunlar henüz 2. günden sonra ortaya çıkmaya başlıyor, öyleki insanlaer daha uyuyamadıklarını keşfedemediler bir saniye ya hemen nasıl konu oraya geldi.

Tamam tamam kötülemeden anlatacağım. Anne Jill, kızının 'Matilda' uyuyabildiğini keşfediyor ve başlıyor bir kaçış serüveni. Daha 2. günden insanlar uyumamaktan delirmeye başlayıp klise de birbirlerini öldürmeye başlıyor. Ne yazıkki, daha ikinci günden oluyor mu ya bu çabuk delirme işi 😂

Buraya kadaer herşey iyi hoş (!) birisi bana açıklayabilir mi ben mi kaçırdım, insanlar neden aniden uyuyamıyor ve neden büyük elektronik aletler kesildi sebebi neydiki, peki bu durum nasıl ölüp dirilme ile bağlantılıydı? Adnan bey, bunun ölüp dirilme ile n3 alakası var, enstitü neyi itiraf edecek😂😂

Awake! Seni beğenmediğim. Puanım 10 üzerinden 4. 

Aksiyon isteyenler lütfen buyrun fakat mantık çerçevesinde film izlemek isteyenler lütfen uzak durun 😂 

SAĞLICAKLA KALIN 😍

KORKU SOKAĞI 1-2-3 | AH! SARAH FIER BENİM ÜZÜMLÜ KEKİM

MERHABALAR

Bugün 3 günde 1 bölümünü izlediğim Korku Sokağı'ndan bahsedeceğim. Öncelikle şöyle bir üç seriyi de tanıtalım aralarında da kendi yorumumuzu spoiler vermeden katmaya çalışalım. 

Korku Sokağı Part One: 1994 
Deena ve Sam çiftinin başından greçen Shadyside Laneti'ni konu alıyor. Burada karakterlerimiz Deena ve Sam. Ayrılmak üzere olan çift bir kaza ile birbirlerine daha çok bağlanıyor. Bu kaza da Sam yaralanıyor ve kanı yanlışlıkla Sarah Fier'in cesedine değince bir kaç görüntü görmeye başlıyor, görüntüyü görmeyen başlayan Sam'in peşine birden seri katiller takılmaya başlıyor. Ne yaparsan yap ölmeyen seri katillerin is3e tek hedefi Sam'i öldürmek. Bir grup arkadaş Sam'i kurtarmaya çalışıyor, bununla beraber final sahnesinde daha önce de Sarah Fier'i görüp bundan sağ kurtulan Ziggy ile iletişime geçip yardım istiyorlar. Part 1 ise böylelikle sona eriyor. Bakın bu partı cidden ne beğendim ne de beğenmedim. 

Korku Sokağı Part Two: 1978 
Bu sefer ise 1978'e gidiyoruz. 1978'de Ziggy, Sarah Fier'i gördükten sonra nasıl sağ kaldığını anlatmaya başlıyor. Bu sefer karakterlerimiz Ziggy ve Cindy kardeşler bununla beraber karşımıza Nick Goode çıkıyor. Bir de Cindy'in sevgilisi Tommy. Part 1de bir çok seri katilimiz var, bu sefer bu seri katillerden Tommy'i daha yakından tanımaya başlayıp, lanet sırrının daha çok içerisine girmeye başlıyoruz. Bu parta ise bayıldım! 

Korku Sokağı Part Three: 1666
Bu sefer olayın en başına gidiyoruz Sarah Fier'e. Sarah Fier'in neler yaşadığını, başına neler geldiğini Deena'nın gözünden görmeye başlıyoruz. 1666 yılının tarihi bir şekildre canlandırılması çok hoşuma gitti bu partı detaylı anlatırsam eğer çok fazla spoiler vermiş olacağım, bu yüzden anlatmadan devam ediyorum. Sarah Fier karakterini Deena, o zamanları kendisi yaşıyor gibi anlatılıyor fakat ben Deena yerine başka bir oyuncunun oynamasını isterdim. Deena zaten hep var, keşke part 2 gibi bambaşka oyuncular ile olsaydı. Keşke Ruby Lane'i daha detaylı tanısaydık. 

Korku Sokağı 1 2 3 serisi, Fear Street kitabından uyarlama imiş, seri katillere takık birisi olarak bu seriyi okumayı çok fazla istiyorum. 

Sizler ne düşünüyorsunuz?

Sağlıcakla Kalın 😍

HAYATIN KIYISINDA | SOME DEPRESİF PROBLEMLER

MERHABALAR!

Yeni bir film ile karşınızdayım! 
Filmin konusunu kendimce anlatmam gerekirse, Violet Marley trafik kazasında ölen kız kardeşinden sonra hayata bağlanmakta çok zorlanıyor, tam kız kardeşinin doğum gününde vefat ettiği köprüye çıkarak intihar edecekken Theodore Finch geliyor bizim manyak karakterimiz. Böylece aynı okula gittikleri için Finch, Violeti merak ediyor ve yakınlaşmaya başlıyor. Bir proje de partner olarak çalışmaya başlıyorlar, beraber gezip gördükleri yerleri yazıya dökecekler. Finch, Violeti bu şekilde hayata bağlamaya başlıyor, ona gülmeyi ve yaşadığı hayattan zevk almayı öğretiyor hatta öyleki arabaya binmekten korkan Violeti arabaya dahi bindiriyor.

Fakat filmin ortalarında Finch, bazı bazı ortalıktan kaybolmaya başlıyor. Finch kendini bazen kaybettiğini ve kendini bulmak için yalnız kaldığını belirtiyor. Böylelikle Finch'in de depresif bir karakteri olduğunu öğreniyoruz.

Şimdi gelelim kendi yorumumuza; 
Finch küçükken babasından şiddet görüyormuş, babasına dönüşmeye başlamış. Fakat tam olarak problem neydi? Finch kendi içinde ne yaşıyordu? Ben bunu görmeyi çok isterdim. 

Verilmek istenen mesaj neydi? 'Bak ben seni hayata bağladım, sen beni anlamadın mı?' 

Daha sonra öğreniyorumki, film aslında Jennifer Niven'ın kitabından uyarlamaymış kitabın üstünde de şu yazıyor; 'yaşamayı ölmek isteyen bir çocuktan öğrenen bir kızın hikayesi' fakat ben bunu film de göremedim. Bize göre Finch çok fazla hayata bağlı birisiydi. Kitabı okumadım fakat dizi bana biraz mantıksız geldi bu açıklayama göre. 

Siz kitabı okudunuz mu? Kitap ve film sizce aynı mıydı? Lütfen yorumlar da belirtiniz. 

Sağlıcakla kalın! 😍

BİR EKSİK | FATHERHOOD | BABALAR VE KIZLARI

MERHABALAR


Yeni bir baba kız ilişkisi ile karşınızdayım. Şimdi size filmin konusunu anlatayım. 

Film, kızının doğumundan bir gün sonra eşini kaybeden bir babanın kızını büyütmeye çalışırkenki mücadelesini anlatmaktadır. Ne olursa olsun kızını tek başına kendisi büyütmek ister ve böylece bir serüven başlar.

Benim kendi düşüncem şudur ki; annenin bebeğini görmeden fenalaşıp ölmesi beni üzdü. Ne olurdu sanki kadını yataktan kaldırmışken bebeğini de gösterseydiniz, yazık :((  valla ben bu filmden beklediğimi alamadım kardeş. Adamın yaşadığı pek bir zorluk göremedim açıkçası. Yaşadığı zorluk ne biliyor musunuz? Bebek arabasını katlayamadı. Evet evet bunu yapamadı! :) 


Çocuğu tek başına büyütmek istedi evet sana hak veriyorum. Bi kız çocuğunu annesinin istediği gibi büyütmek istedi, 'kızım annesinin istediği okula gitsin' vs. kız büyüyünce bu durumu çokta sevmeyerek 'baba beni biraz dinle' diyerek sitem etti ama biz bu baskıyı film de bence yeteri kadar göremedik. Çok saçmaydı ya. Çok daha güzel baba ve kız ilişkileri gördük biz bu camia da :) .

Fakat bebeklik serüvenini çok beğendim. Bebeği uyutamaması, bebek büyütmeyi eğlenceli bi hale getirmesi çok güzeldi. 'beyaz gürültü' çok hoşuma gitti.

Sana puanım 10 üzerinden 4..Geçemedin Fatherhood

Siz nasıl buldunuz? Lütfen yorumlar da fikrinizi beyan ediniz. 

SAĞLICAKLA KALIN! <3

Cumartesi, Temmuz 10, 2021

DOOM AT YOUR SERVICE | YIKIM, BİR İNSANA AŞIK OLURSA

Merhabalar!

Uzun bir aradan sonra tekrar karşınızdayım, sıkıla sıkıla final yaptığım finale gelene kadar aman aklım karışmasın diye başka diziye başlayamadığım dizi ile geri döndüm.
Evet! Doom At Your Service! Başrolunda asla ama asla ikinci erkek sendromu yaşamadığımız, yan başroller de ay anam vay anam, onu seçse hüsran, bunu seçse yangın yeri dizisi. 🐱

Şimdi size kendimce konusunu anlatmam gerekirse, Yıkım adlı bir karakterimiz var dizi de. Dur dur, başlamadan söylüyorum arkadaşlar dizi fanı olanlar okumasın lütfen, diziyi gömeceğim şimdi. 😂 
Yıkım adlı karakter yani Kim Saram, dünya üzerindeki bütün yıkımlardan sorumlu, bir insanın ölmesi, bir ağacın devrilmesi, toprak kayması, sel, elektriklerin gitmesi ahahhaha hepsini ben uydurdum.Yıkım karakterinin doğum gününde, sadece bir günde, edilen bir dileği yerine getirme zorunluluğu var.Doğum gününde Dünya'dan bir hayli yorulmuşken, bitsin yansın ölsün bu dünya mooduna girmişken bir gün bir kadının 'ben öldükten sonra kıyamet kopsun!' dileğini duyunca koşuyor direk kadının yanına, sen tam benlik bir kadınsın ben yıkımın senin de istediğin bir yıkım, diyerek başlıyoruz diziye. 

Evet bu kadın, başrolumuz Dong Kyung. 3 ay sonra öleceğini öğreniyor ve sevgilisinin de aslında evli olduğunu öğrenince basıyor bedduayı 'ben öldükten sonra yansın bitsin kahrolsun bu dünya!' ah Tak Dong Kyung benim üzümlü kekim, ben bu bedduayı her gün ediyorum koşup gelmiyorki şöyle bir yıkım. 😒 

Yıkım ve Tak Dong Kyung aralarında anlaşma sağlıyorlar.  Dong Kyung'un ölmeden önce kıyametin kopmasını dileyecek ve bunun karşılığında bir dilek hakkı daha var, istediği dileği seçebilecek. Dong Kyung diyorki 'e madem öyle benim bundan karım ne olacak?' Yıkım da diyorki 'senin ölümcül bir hastalığın var, ölene kadar her gün bir önceki günden daha fazla acı çekeceksin, ben ise her gece senin elini tutup hiç acı çekmemeni sağlayacağım.' Dong Kyung ve Yıkım anlaşmayı yapıyorlar ve serüven bu şekilde başlıyor. Ah! Pardon henüz başlamıyor siz şimdi bombaya bakın. 

Daha sonra gün geçiyor Kore dizilerinin vazgeçilmez saf, iyi niyetli, polyanna başrol karakteri diyorki, ben böyle dileği diledim iyi hoş, ben öldükten sonra en sevdiğim insanlar da ölecek, madem öyle ben anlaşmayı bozarsam ne olacak?' 
Kore dizilerinin vazgeçilmez ilk bölümler de serseri, psikopat, vurdumduymaz karakteri de diyorki 'eğer anlaşmayı bozarsan, bu dünyada en sevdiğin kişi ölecek!' e tabii canım her anlaşmanın bir bedeli vardır. 

Dong Kyung durur mu,  ver gazı en sevdiğim insan mı ölecek, sen öl. Kendimi sana aşık edeceğim, gel beraber yaşayalım. Böylece başlıyor bir serüüüveeeeenn. Evet, evet bu sefer tam başlıyor. 

Şimdi konuyu kendince anlattım, şimdi de biraz dizi de neler hoşuma gitmedi ne bekledim ne ile karşılaştım size bunlardan bahsedeceğim. Diziyi izleyenler bu yazıdan sonrasını okuyabilir. 

Saçmalık
Dong Kyung'un bir dilek hakkı vardı, hepiniz biliyorsunuz. Bu dilek hakkı bir sürü şeyi değiştirebilirdi ama güzel senarist zavallı Dong Kyung'un dilediği her şeye 'bunu yapmamam, bu benim elimde değil' repliğini yazdı durdu. Yıkım zaten bir iki üç sahne de Dong Kyung'u kendi bilinç altına götürmüştü, ölmek üzere olan birisinin son dileği yıkım dünyasına gitmek! Tamam o yıkım dünyasına gittin ama ya hu bu nedir? Yıkım dediniz, ilk 3 4 bölüm bizi etkilediniz ne yani yıkım dünyası bomboş bir yer miymiş? Ben beklerdimki şöyle kaos olsun, depremler olsun, acı çeken insanlar olsun. Neyse neyse tamam öyle olmuş olsun. 

Yıkım'ın Kim Saram'a dönüştükten sonraki haline bakar mısınız? Beni aşırı rahatsız etti, saçlar değişti, giyinişi, karizması her şeyi değişti. Sen senarist kalk 3 bölüm 4 bölüm Yıkım için psikopat bir karakter oluştur. Yıkım Dong Kyung'a aşık olmaya başlayınca bildiği tek kelimeler Dong Kyung'u sakinleştirecek kelimeler olması. Seo In Gook'un bu dizi için replik ezberlemediğine emimim. 'Hıhı, tamam, biliyorum, evet' aşırı rahatsız oldum desem çok abartmış olur muyum? Dizi harika bir konuya ve harika bir aşk öyküsüne sahip ama gel görki ben o aşk hissini bir türlü alamadım. Mükemmel aşk sahneleri bekledim, mükemmel bir ağlayışlar, vedalar,bekleyişler ama hiçbiri olmadı. 

Yıkım"ın insan olmadan önceki şu hallerini hatırlıyor musunuz? Ben düştüm siz devam edin diyecek durumdayken şu geldiğimiz noktaya bakın! Tansiyonum yükseldi ay.

Şimdi gelelim dizinin ikinci erkek sendromuna! Bunlara ne oldu? 16 bölüm boyunca Ji Na hangi oğlanı öldürmek istiyor onu çözmeye çalıştık ve sonucu final sahnesinde aldık, dizinin başlarında her ne kadar Joo Ik'ci olsam da, finalde seçimi ile hüngür hüngür ağladığım doğrudur. 

Jo Ik'ın moda danışmanı, make up artisti her kimsen beni çabuk bul! Dizi boyunca izlediğim tek şey giyim tarzi, bol tarzı oldu tam benlik. 

Ji Na'nın her bölüm de kimi seviyor acaba ya, birinci ilk aşkı mı yoksa ilk aşkının en yakın dostuna mı gidişata bakalım onu izleyelim! Evet, yanlış okumadınız, Jo Ik'ı en yakın dostu, beraber büyüdükleri dostu! 
Ah! Hyun Kyu, benim üzümlü kekim. İlk bölümler de seni öldürmek istesem dahi, finale doğru senin o gülüşüne ben dahiiii aşık oldum. 😝 ikinci erkek sendromundan kaçarken, en berbatına denk geldim sanırım. :'(


Eveeeet! Bir dizinin daha sonuna geldik. Bu dizi hakkında siz ne düşünüyorsunuz lütfen düşüncelerinizi yorumlar kısmından benimle paylaşın 💘💘 sağlıcakla kalın!! 

Etiketler: